15 Haziran 2011 Çarşamba

balkon konuşması



Sanki apartman yöneticimizi seçtik. Aklımın yettiği en apolitik seçimlerden sonra bir de. Herkesin politikadan anladığını sanıp lakırdı yaptığı ülkemin apolitik değerli tercihi belli oldu. Zaten tercih edecek bir şey de yoktu.

İstatistiğe bandırılmış uçuşup duran yuvarlaklar, dörtgenler, bitrtakım renki geometrik şekillere hapsedilmiş tercihler silsileleri. Kıravatlı adamlar ve tuhaf kadınların, sadece bindikleri taksiciden aldıkları bilgiyle türkiye sosyolojisini çözmüş edalarla yaptıkları kofti yorumlar.

Haşmetlimiz de seçim sonuçları belli olur olmaz balkondan tebaya konuştu. Tam o sırada ben de balkondaydım. Bi tek rakı içtim, bol kiraz yedim. Serin yaz akşamı keyfi yaşadım. Ama asıl önemlisi o balkondaki son akşamım olmasıydı. Annemler yeni bir eve taşınıyorlar. Hem de şu balkonsuz evlerden birine.

Balkonda içimden konuşmaya başladım.
Balkonu bol günler geldi aklıma. Şimdi ki gibi '4 yılda bir balkonu gördüklerimizden' adam sayıldıklarımızdan değil. 'Kayıp cennet'i yad etmek gibi ama öyle işte ne yapayim.
Çocukken top oynamaya çağırdıklarında çıktığım balkon. Sabah ailecek kahvaltı yapılan balkon. Anamın hava kararmaya yakın bağıra bağıra türlü tehditlerle eve çağırışı, karşı balkondaki güzel kız, havalı ablalar, balkondan balkona sohbetler, tırmanılan balkonlar sonra. Promptersız balkonlar.

İlk gizli sigaralarımı içtiğim, köşkbahçesine bakan balkon, arkadaşlarla içtiğim, okuduğum kitapların hep en zevkli yerlerinin başmekanı, ilk yemek denemelerimi test ettiğim, bol karpuzlu, çekirdekli, gece sessizliğinden sessiz, bazen kahkahalarla geceyi bölen, kar tutunca ayrı güzel, bazı sıcak gecelerde döşek serip uyuduğum...

Arsız balkonlar. Fena arsız olurlar ha. Haddini bilmezler. Hele biraz eni boyu varsa eve 'balkon' muamelesi yaparlar. Ben bir ara balkon beslemiştim evde.

Ha bir de gözler ruhun balkonlarıymış ya hani, işte aynen öyle. 'Kör oldum' dedim balkonda. Herkes kendi balkonundan bakıyor dünyaya. Bir adam çıktı bu akşam hepmizi aynı balkona tıktı. Keşke konuştuğu balkonun üzerinde bir başka balkon olsaydı. Çıkarıp üzerine işemek en bi devrimci eylem olurdu.

Balkonsuz bir ülke gibiyiz. Ama gördüğünü sanan körden bahsediyom. Kastım engeline rağmen tüm renkleri daha iyi görebilenler değil.

Hayat ve siyaset pr gerçekliği artık. Yüzükler rozetler altın dişler bond çantalar bir kere daha bizi balkondan aşağı attı. Umrumda mı? Değil. Gerçekten değil. Yani böylesi umrumda değil. Siyaset çünkü bu değil. Güzel balkonlu evlerle dolu bir hayat var demek hepiciğinden daha siyasi bence.

Kiraz bitti. Karnımı ağrıtacak kadar çok yedim. Ama balkonda dokunmuyor insana. Son bir sigara tellendirdim. Zorla kapanan sevimli kapısını son bir ittirdim.

Bu akşam ay tutulacakmış. Balkonlu bir eve atıcam kendimi.

Bu yerli ve bu ecnebi  parça yaşayan balkonlara gitsin.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder